13 Ocak 2009 Salı

Dr gürkan kubilay karın ve kalça eriten diyet

Kalçalarınızın ve karnınızın genişliği sizi rahatsız ediyor mu? Bir çok kadının ortak derdi olan kalça ve karın problemi için Dr Gürkan Kubilay'dan 2 günlük diyet ;

1.GÜN

*Meyve suyu ve süt ile karıştırılmış mısır gevreği

*1 dilim kepek ekmeği, örgü peyniri

*4–5 adet zeytin

ARA ÖĞÜN

*Yeşil elma (özellikle yeşil olacak)

ÖĞLEN

*2 dilim ıspanaklı börek, salata (turp, kırmızı soğan, marul, maydanoz ile yapılmış)

*1 bardak domates suyu ve bir dilim buğday ekmeği

ARA ÖĞÜN

*Ananas 1 dilim

AKŞAM

*2 Adet kırmızıbiber dolması, dilediğince çoban salata(domates ve salatalıkla yapılmış)

*Bir dilim kepek ekmeği

GECE

*Yeşil çay

2. GÜN SABAH

*1 Tatlı kaşığı ile bal ile karıştırılmış müsli, greyfurt suyu ,örgü peyniri

ARA ÖĞÜN

*1Avuç Fındık

ÖĞLE

*1orta boy ızgara olarak yapılmış lüfer, salata

ARA ÖĞÜN

*1 Avuç ceviz

AKŞAM

*3–4 Adet beyaz lahana sarması,1 tatlı kaşığı Kanola yağıyla yapılmış soğan ve domatesten yapılan çoban salatası

GECE

1 Bardak muzlu süt

3 Günlük Şok Diyet

Dr. Gürkan Kubilay 'dan bayanlar için özel 3 günlük şok diyet

1.gün

Sabah:1 bardak papatya çayı,örgü peynir 1 dilim salam, 1 dilim kepek ekmek

Ara: 10:30 gibi 3 veya 4 dilim ananas

Öğlen:4 adet köfte , havuç turp ve maydanoz ile yapılmış yağsız salata

Ara:1 adet poğaça

Akşam:bir tabak bulgur pilavı,bir tabak taze fasulye ve bir kase cacık

2.gün

Sabah:1 bardak portakal suyu,1 adet haşlanmış yumurta,1 dilim kepek ekmek, domates salatalık

Ara: 3 ya da 4 adet ceviz içi

Öğlen: domates çorbası 1 dilim kepek ekmek

Ara: 1 adet ayva ya da yarım tabak sütlaç

Akşam: levrek buğulama ile çoban salatası

3.gün

Sabah:1 bardak süt,mısır yulaf gevreği , yeşil zeytin

Ara: bir avuç fıstık

Öğlen: dilediğinizi yiyebilirsiniz

Akşam: domatesli makarna

Ara:1 bardak yoğurt veya yeşil elma

12 Ocak 2009 Pazartesi

Sağlıklı Zayıflama Diyeti

diyet yapan kadın

Diyet yaparken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta, diyet listenizin sağlıklı kilo vermenize yardımcı olması gerektiğidir. Uzmanlar, 1 ayda 10 kilo verdiren diyetlerin hem sağlığınızı tehlikeye attığını hem de vücudunuzda deformasyona neden olduğunu önemle vurguluyor. Sağlıkla kilo verebileceğiniz diyet menüsü


Uyanınca,
1 bardak ılık suya bir tatlı kaşığı bal ve 12 damla limon suyu ekleyip için.

Kahvaltı,
Yarım simit
3 parmak dil peyniri
9 adet light yeşil ve siyah zeytin
Az miktarda doğal reçel
Üzerine kekik eklenmiş domates biber kavurması

Kahvaltıdan 3 saat sonra,
1 kase light yoğurt
1 avuç dolusu çilek ya da vişne
2 yemek kaşığı yulaf ezmesi
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı bal
Tüm malzemeleri sırasıyla bir kasede karıştırıp yiyin.

Akşam Üstü,
1 avuç mürdüm eriği
12 adet antep fıstığı

Akşam,
1 orta boy beyaz etli balıktan yapılmış pilaki
Közlenmiş biber ve patlıcandan yapılmış bol limonlu az yağlı salata.
Bolca yeşillik ve taze soğan

Gece,
Limon Sorbe ya da iki küçük top limonlu dondurma

Notlar,

Akşam yemeğinizi çok geç saatte yemeyin.
Diyetinizle beraber egzersiz yapmayı ihmal etmeyin.


Balık pilaki diyet yemeği


Balık Pilaki

Balık hep sıcak yenir diye bir alışkanlığımız var. Oysa ki yaz günlerinde balığı soğuk da yiyebiliriz. Tarifini vereceğimiz balık pilaki, hem sindirimi kolay hem de lezzetli bir yemek. Özellikle Ege Bölgesinde çok tüketilen bu yemek, Egelilerin nasıl bu kadar genç ve sağlıklı kalabildiğinin anlamamız için yeterli.


Malzemeler,
1 kilo beyaz etli balık ( palamut, lüfer, levrek, istavrit olabilir.)
4 adet orta boy soğan
4 adet orta boy domates
5 adet sarımsak
1 demet maydonoz
1 çay bardağı zeytinyağı
1 limon
5-6 adet defne yaprağı
1 su bardağı su
Tuz
Bir avuç tane karabiber

Yapılışı,
1. Büyük balıklardan kılçıksız fileto çıkarıp büyük parçalar halinde kesin.
2. Soğanları salata soğanı gibi halka doğrayıp tavaya koyun. (isterseniz taze soğan kullanın.)
3. Yağda soğanları hafif öldürün.
4. Domatesin kabuklarını soyup, fındık büyüklüğüne doğrayın ve soğana ilave edin.
5. Maydonozu yıkayıp ince ince kıydıktan sonra tuz ve kara biberle beraber tavaya ekleyin.
6. Tavadaki malzemeleri bir iki kez karıştırın.
7. Sarımsakları soyup küçük küçük doğrayarak karışıma koyun.
8. Yayvan bir kaba bu sosun yarısını koyup balıkları yerleştirin.
9. Sosun kalan kısmını balıkları tamamen örtecek şekilde üstüne dökün.
10. Aralara 5-6 adet defne yaprağı koyun.
11. Üzerine 1 su bardağı suyu ve limon dilimlerini koyun.
12. Balıkları fırında ya da ocakta ağzı kapalı şekilde suyunu çekene kadar pişirin.

1 Haftada En Fazla Kaç Kilo Verebilirim?

Her geçen gün yeni yeni diyetlerle karşılaşmaktayız. Bunların arasından gayet bilinçlice hazırlanmış olanlar olduğu gibi sadece dikkat çekmek için hazırlanmış olanlar da vardır. Bilinçlice hazırlanan diyet zaten kendisini haftalık verilebilecek kilo kaybı ile belli eder. Bu diyetler genelde haftada 0.5 - 1 kg. ağırlık kaybını doğru bulurlar. Bunların dışında öyle 'Mucize Diyet'ler çıkarılır ki haftada 3 - 4 hatta bazen 6 kilo bile verilebileceğini iddia ederler. Peki bu ne kadar mümkün? Hesaplayalım; bunu hep en iyi ihtimalleri göz önüne alarak yapacağız.


1) Her besin maddesinin vücuda kazandırdığı bir enerji değeri vardır. Bu protein ve karbonhidratların 1 gramları için 4 kalori iken, yağlar için 9 kaloridir. Öte yandan 7.000 kalorilik ekstra harcama ile 1 kilo kaybedilmektedir.

2) Her insanın günlük ihtiyacı olan bir kalori değeri vardır. 1.65 metre boylarında, 70 kilo ağırlığında yetişkin bir bayanın (yaklaşık olarak ideal kilosunun 12 kilo üstünde) günlük kalori ihtiyacı ortalama olarak 2.500 kaloridir.

3) Günlük yapılan egzersizlerle bu değeri 3.000 kaloriye kadar çıkarmak mümkün. Biz yine en iyi ihtimalleri göz önüne aldığımız için hadi diyelim ki bu bayan arkadaşımız günlük olarak 20 km. de yürüyüş yapsın! (Bu durum 1.200 kalorilik ekstra bir enerji harcaması yaratacaktır)


4) Yani günlük olarak egzersiz yapan ve bununla da kalmayıp 20 km. yürüyüş yapan bir bayanın günlük kalori ihtiyacı 4.200 kaloriye kadar çıkacaktır.

5) Hadi diyelim ki bu bayan arkadaşımız günlük 1.200 kalori içeren bir diyet uyguluyor olsun (burada bahsettiğimiz olanaksız bir şeydir. Çünkü günlük 20 km. yürüyen bir kişinin ayakta kalabilmesi icin en az 2.000 kaloriye ihtiyacı vardır. Ama biz yine 'en iyi ihtimalleri' göz önüne alacağımız için bunu mümkünmüş gibi kabul edelim).

6) Bu da demek oluyor ki; bu bayan günlük 4.200 - 1.200 = 3.000 kalori ekstradan enerji harcamaktadır. Bir haftada 3.000 x 7 = 21.000 kalori eder.
21.000 kalorilik enerji açığı ise 21.000 / 7.000 ? 3 kg demektir.

7) Yani günlük egzersiz yapan, 20 km. yürüyen ve 1.200 kalorilik bir rejim uygulayan bayan (ki böyle bir varlık dünyada yoktur!) haftada en fazla 3 kilo yağ yakabilir!!! (Bu değer 20 km. yürüyüşü hesaba katmazsak 1.8 kilo kadardır).

O halde bu sonuç ne demek oluyor? Hani haftada 6 kilo kaybedecektiniz? İşte burada o dramatik gerçek ortaya çıkıyor. Kaybedilen bu 6 kilonun büyük çoğunluğu vücut suyudur. Diyet yapayım derken sağlığınızdan oldunuz!!!

Peki gerçekten sağlığa zarar vermeden verilebilecek kilo kaybı ne kadardır? Bu değer haftalık 0.5 kg. ile 1 kg. arasındadır. Diyete başlamadan önce hedeflerinizi bu değere göre belirleyin. Sadece bu şekilde başarıya ulaşmak mümkündür.

Uzman Diyetisyen
M. Turgay KÖSE

9 Ocak 2009 Cuma

Yeni yıl diyetiyle yenilenin


















Bu diyette günlük menü diyet süresince aynıdır, tavsiye edilen diyet süresi 1-2 haftadır.

Sabah : 1 ince dilim ekmek, 20 gram peynir, 1 domates, 1 salatalık.

Kuşluk : 1 porsiyon meyve

Öğle : 1 yağsız tost, 1 ayran, yağsız salata.

İkindi : 1 porsiyon meyve

Akşam : 4 yemek kaşığı sebze, 2 ızgara köfte (60 gram kadar) veya 100 gram tavuk, 1 çay bardağı yoğurt, salata.

Gece : 1 porsiyon meyve.

7 Ocak 2009 Çarşamba

Portakal Yağının Faydaları

Portakal Yağı

Portakal Yağı: Mide rahatsızlıklarına karşı faydalıdır. Sindirimi kolaylaştırır. Ateş düşürücü etkisi vardır. Romatizmaya karşı yararlıdır.
Damar sertliği, felç riski, soğuk algınlığı, yorgunluk, sinir bozukluğu, kansızlık, karaciğer tembelliği, şeker hastalığı ve kilo vermede etkili olmaktadır.

Cildinizin güzel olmasına katkı sağlar

Yara ve yanıkların tedavisi için kullanılmaktadır. Cildinizi sıkılaştırır. Sivilce ve akneleri kurutmada etkilidir. Tonik olarak da kullanılabilir.

Dahilen yarım fincan suyun içine 3 damla damlatılıp günde 3 kez kullanılır. Haricen cilde masaj yapılarak sürülebilir.

Detoks Çayı


Detoks Çayı

"Detoks" toksinlerden arınmak anlamına gelmektedir. Detoks aslında toksinlerden arınma değil,yaşam tarzı olmalı. Detoks diyeti, detoks çayları toksinleri atmak için iyi bir yöntem sayılırlar. Lourdes Çabuk'un tavsiyesi olan detoks çayını arınma amacıyla ayda bir veya iki kez içebilirsiniz.

Detoks çayı:

Hazırlanışı: 2 bardak kaynar suya bir tutam kiraz sapı, bir tatlı kaşığı kereviz yaprağı, bir demet taze maydanoz, bir tutam enginar yaprağı ve 4-5 adet avokado yaprağı koyun.

Malzemeleri ilave ettikten sonra en çok iki dakika daha kısık ateşte kaynatın. Altını kapattıktan sonra demlenmesini bekleyin ve süzün.

Bu sudan bir bardak yatmadan evvel için. kalan bir bardak suyu da ertesi sabah da kalktığınızda için.

4 Ocak 2009 Pazar

Şişmanlık ve İyi Olma Sendromu

ImageBaşkalarına sürekli hediye almak, kendi isteklerini ikinci planda tutmak, etrafındakilerin sevgisini kaybetmemek ve yalnız kalmamak uğruna hep uyumlu insan olmaya çalışmak iyi olma sendromunun bazı belirtileri olabilir. Vücut ağırlığı normalden fazla olan kişilerde de görülebilen “iyi olma sendromu” aslında özgüven eksikliğine bağlı olarak görülebilmektedir. Vücut ağırlığı görünen sebeptir.

Her kendine güveni az olan kişi gibi, dış görüntüsünden memnun olmayan kişiler de kendilerini kabul ettirmek için zaman zaman fazladan çaba gösterme ihtiyacı hissederler. Fazla kilolarını adeta özür dilenmesi gereken bir durummuş gibi görerek öyle davranma eğiliminde olabilirler.


Fazla kilolu veya obez bazı kişiler dış görüntülerini insanların onları sevmemesi ya da kabul etmemesi için bazen geçerli bir sebepmiş gibi düşünebiliyorlar ve ardından da, normal koşullarda olacağından çok daha iyi davranabiliyorlar. Normalde verecekleri tepkileri vermeyip öfkelerini, kırgınlıklarını, kızgınlıklarını, hüsran ve hayal kırıklıklarını karşısındakini kaybetmemek uğruna dile getirmeyebilirler. Ne yazık ki bu duyguları bastırmanın onlara nasıl zarar verdiğini ve onlara daha fazla kilo olarak döndüğünü de farketmezler. İfade edilemeyen duygular herkeste olabileceği gibi onlarda da yemek yeme dürtüsüne yol açarak sağlıksız bir fazla yeme durumuna sebep olur. Rahatsız edici ortamda gülümseyerek ve alttan alarak geçiştirilen durum, yalnız kalınca yemeğe saldırma tepkisine dönüşür.

En yaygın örnek kilolu kişilerin etraflarındaki insanların sürekli kilolarıyla ilgili yorum yapmaları veya soru sormalarından rahatsız olmalarına rağmen kibarca cevap vermeye çalışmalarıdır. Dolayısıyla insanlar rahatsızlık verdiklerini bilmeden, kendilerince iyi niyetle ısrarla soru sormaya ve yorum yapmaya devam ederler. Halbuki “zayıflamışsın”, “kilo vermiş görünüyorsun” gibi genellikle iltifat kategorisinde görülen cümleler bile çoğu zaman duymak istemedikleri cümlelerdendir. Ama bunu ifade etmedikleri sürece duymaya devam etmeleri kaçınılmazdır. Bu döngüyü bir noktada kırmaları ve kendilerine zarar vermektense karşılarındakine ne hissettiklerini bildirmeyi tercih etmeye başlamaları gereklidir.

Bir başka çok karşılaşılan durum ise sürekli hediyeler vermektir. Karşılarındaki insanı mutlu etmek uğruna bazen kendilerini yıpratabilir dış görünüşünden memnun olmayan kişiler. Bu iyi niyetleri genellikle sömürüye açıktır. Ve sonucunda hediyelere rağmen uzaklaşan kişiler geride yine kırgın, kullanılmış hisseden ama bunu dile getirememiş ve aynı döngüye giren insanlar bırakırlar.

Başkalarına gösterdiğimiz özeni öncelikle kendimize göstermeyi, başkalarina hediye aldığımız kadar kendimize hediye vermeyi öğrendiğimiz zaman daha mutlu bireyler haline gelebiliriz.

“Iyi olma sendromu” ile vucut agirligi arasindaki baglanti dogrudan degildir, bu durumun asil olusma sebebi kendine guven eksikligidir. Kendine guven eksikligi yasayan kisilerin bir kisminda kendini kabul ettirebilmek, sevdirebilmek icin insanlara iyi davranmasi gerektigi yanilgisi dogabilir. Ancak burdan her vucut agirligi fazla olan kisinin kendine guven eksikligi oldugu, ya da her kendine guven eksikligi olan kisinin bu sekilde bir inanis gelistirdigi sonucuna varilmamalidir.

Fazla Kilolu Olmak Baskısı

kilolu.jpgVücut ağırlığınız, sizi diğerlerinden biraz daha yuvarlak görünümlü hale getiren bir durumda bile olsa bu sizi zayıflama endüstrisinin bir hedefi haline getirebilir. Birden medyadaki bütün kilo vermeye dair reklamlar size yönelikmiş gibi gelmeye başlar. Fazla kilolarınız olması veya şişman olmanız konusundaki farkındalığınız bu reklamları her şeyden fazla görmenize neden olur. Toplum şişman olmanın normal bir durum olmadığını ve bunun hiç istenmeyen bir durum olduğunu net bir şekilde ifade etmiştir. Küçük çocuklar bile daha okul günlerinin başından itibaren arkadaşlarının alaylarına maruz kalırlar.

Zenciler, eşcinseller, farklı dinlere mensup kişiler ve başka azınlıklar zaman zaman toplumda ayırımcılıkla karşılaşırlar. Şişman insanların karşılaştığı ayırımcılık daha bile fazladır belki ama çok daha belirgin olmayan bir şekilde yapılır. Diğerlerine göre daha çekici ve zayıf olan kişilerin daha şişman olan birisi işe daha uygun olsa da işe alındıkları ispatlanmış bir gerçektir. Sosyal durumlarda insanlar kilolu kişilerden kaçınırlar.

Peki, ama bu sosyal baskının sonucu ne oluyor? Böyle baskı altında olmak kilolu insanlara yardımcı mı oluyor? Elbette ki hayır. Kilo almanın özellikle obezitenin temelinde genetik kalıtımın yanı sıra duygusal yemenin olduğu düşünülürse bu baskı kilo sorunu olan kişilere iyi etki yapmıyor. Kabul göremediklerinin farkında olarak hissettikleri olumsuz duygular onları daha çok yemeğe yönlendirebiliyor. Yedikçe daha çok kilo alıyor, suçluluk ve pişmanlık duygularına kapılıyor, toplumun baskısını daha çok hissediyorlar. Ve bu kırılması gittikçe zorlaşan bir kısır döngü halini alıyor. Başka bir seçenek ise bu baskı sonucu kilo sorunlarının sağlıksız diyetlerle giderilmeye çalışması. Bu sağlıksız diyetler “başarılı” olursa kişi sağlığını yitiriyor, kalp sorunları, böbrek sorunları, halsizlik, kan değerlerinde bozulmalar ortaya çıkıyor. Bir de bu sağlıksız diyetler sonucu hem sağlığın bozulması hem de verilen kiloların fazlasıyla geri alınması durumu var ki bu en kötüsü.

Son zamanlarda meydana gelen olaylar medyanın ve halkın ilgisini bir süre için de olsa bu konulara çekti. Peki ama bunun etkisi ne kadar sürecek? Muhtemelen uzun değil. Yeni zayıflama merkezleri açılacak, insanlar yine kilo vermek için çeşitli sağlıksız yöntemlere sarılacak ve belki yıllarca yeni medyatik ölümler olmadığı sürece bu konular konuşulmayacak. Kilo sorunu olanlar utanarak, çekinerek, dışlanarak, küçümsenerek yaşamaya devam edecekler. Bu konuda her iki tarafa da düşen şeyler var. Kilo sorunu olan kişiler kilolarından önce özgüvenleri üstüne çalışmalı, dış görünümleri yüzünden onları yargılayan kişilerin buna hakları olmadığının farkına varmalılar. Kimse kimseyi sadece bu konuda değil hiçbir konuda yargılama hakkına sahip değil. Özellikle “güzellik” öylesine göreceli ve zamana endeksli bir kavram ki! Osmanlı İmparatorluğu zamanında haremdeki kadınlara eritilmiş tereyağı içirildiğini unutmayın. Çünkü o zaman da yağlı ve kıvrımlı vücudu olan kadınlar “güzel” idi. Şimdi empoze edilen bu yeni imaja, öğretilmiş değerlere kanmamak gerekiyor. Kilolu kişilerle karşılaştığınızda neler düşündüğünüzü ve neler hissettiğinizi bir tartın. Ve bunu yaptığınızda en küçük bir olumsuzluk fark ediyorsanız nedenini anlamaya çalışın ama en önemlisi bunların davranışınıza yansıyıp yansımadığına dikkat edin. Unutmayın ki sizin farkına bile varmadığınız bir bakışınız, surat ifadeniz, imalı bir lafınız veya “iyi niyet” ile söylenmiş bir sözünüz karşınızdaki insanda çok derin bir etki bırakıyor olabilir. Obezite gittikçe yaygınlaşmakta olan bir sağlık sorunu ve bu konuda tüm topluma görev düşüyor. Bu sağlık sorununa bir de psikolojik boyut eklenmesin.

Uzm. Psk. Tracy Kazmirci

1 Ocak 2009 Perşembe

Diyet yerine doğru beslenme

Diyet yapmak kişiye kendisini ‘yoksun’ ve ‘sınırlanmış’ hissettirir. Bu nedenle diyet yapma fikrinden vazgeçin ve beslenme tipinizi bir kez daha gözden geçirin.

Diyet kelimesi sınırlama ve yoksunluk duygusunu beraberinde getirir. Oysa beslenme modelinde değişiklik yapmak yeni alışkanlıklara uyum sağlamaya çalışmak, yapılabilir ve kalıcı bir tutum haline dönebilir. Diyet yapma fikrinden vazgeçin. Beslenme tipinizi gözden geçirin. Bunun için her gün yediklerinizi yazın daha sonra nerelerde hata yaptığınızı inceleyin. Doğru beslenme ilkelerini öğrenmek, besin gruplarını tanımak ve her besin grubundan ne miktarda yemeniz gerektiğini öğrenmek için bir beslenme uzmanı ile görüşün.


2009 için kolay ve uygulanabilir önemli ipuçları:
- Porsiyonlarınızı küçültün. Kendinize yasaklar koymak yerine her şeyden küçük miktarlarda tüketmeyi tercih edin. Tabağınızı yarım bırakın veya karşınızdaki ile paylaşın
- Haftada iki gün mutlaka balık yemeye çalışın. Omega 3 hem çocuklar hem de yetişkinler için kalp, beyin ve göz sağlığı açısından son derece önemlidir. Ceviz tüketimi de omega 3 için iyi bir kaynaktır.
- Çay veya kahvede şeker kullanıyorsanız, bırakın. Günde 5 şeker 100 kalori enerji verir. Her gün sadece 100 kaloriden vazgeçerek yılda 36 bin 500 kalori tasarruf edersiniz.
- Salataya eklediğiniz yağ miktarını gözden geçirin. 1 tatlı kaşığı zeytinyağı yeterlidir.
- Kuru baklagilleri haftada 1-2 kez mutlaka yemeye çalışın. nohut, mercimek, kuru fasulyeyi ihmal etmeyin. Sıcak yemek yapmak dışında haşlayıp salatalarınıza karıştırabilirsiniz. Çorba olarak tercih edebilirsiniz.
- Doymuş yağ tüketimini azaltarak, hayvansal besinlerin yağsız olanlarını seçin süt, yoğurt, peynir ve etlerin yağsız kısımlarını tercih edin.
- Meyve suyu miktarınızı kontrol edin. 1 bardak portakal suyunun 3 - 4 portakaldan elde edildiğini düşünürsek, 2 dakikada 250 kalori almak yerine 3 - 4 portakalı gün içinde tüketmek hem sizi daha uzun süre tok tutar, hem lif alırsınız, hem de ara öğün tüketmek metabolizmanızı hızlandırır.

Her gün 2 - 3 ceviz tüketin
- Alkol tüketiminizi sınırlandırın. Fazla miktarda (günlük 100 ml’den fazla) alkol tüketen kişilerde hastalığa yakalanma riski daha yüksektir. Aşırı alkol tüketimi ile kalsiyum emilimi azalır, atılımı ise artar. Her gün bir kadehten fazla alınan alkol, B1, B6 vitaminleri ve folik asidi olumsuz etkiler. Tükettiğiniz alkol miktarına dikkat edin. Alkol seviyorsanız tercihiniz hep şarap olsun. Rakı, votka ve viski içtiğinizde yüzde 45 - 50 oranında alkol alırsınız oysa şarabın alkol oranı yüzde 12 - 15’dir. 1 gram alkolün 7 kalori olduğunu unutmayın.
- Su içmekte zorlanıyorsanız bitki çaylarına ağırlık verin. Suyu içmek zor geliyorsa içinde limon sıkın taze nane veya salatalık atın, böylece yeni bir içecek yaratmış olursunuz. Buna rağmen başarılı olamıyorsanız bitki çaylarını bol su ile demleyin ve onu tüketin.
- Her gün 2 - 3 kuru kayısı ve ceviz tüketin. Ceviz iyi bir yağ ve omega 3 kaynağıdır kötü kolesterolü azaltır. İyi kolesterolü yükseltmeye yardımcı olur. Beyin fonksiyonları için önemlidir, kuru kayısı ile beraber hem tatlı ihtiyacını azaltır hem potasyum ile birlikte kalp ve tansiyon hastalarına iyidir. Kolay taşınan bir ara öğün seçeneği olduğu gibi bağırsak hareketlerine de yardımcı olur.
- Kuru yaban mersini ile tanışın. Bazı günler kuru kayısı yerine 10 -15 adet yaban mersini tercih edin. Çok iyi bir antioksidandır, kansere karşı koruyucudur.
- Her sabah aynı kahvaltıyı etmeyin. Bazı günler yeme biçiminizi değiştirin. Tek yönlü beslenmeyin, farklı tatları deneyin. İşte birkaç örnek:
Meyve salatası ile yoğurt
Yulaf ile süt
Meyve ile badem
Süt ile meyve
Peynir ekmek
Tost
Simit -peynir
Omlet ile ekmek
Çorba
- Yıllık sağlık muayenesini ihmal etmeyin. Eğer ailenizde kalp - damar hastalığı, yüksek tansiyon, şeker hastası veya kanserli birey varsa bu konuda çok daha hassas olun ve her yıl düzenli muayeneye gidin.
- Sebze çorbasını sevmeye çalışın. Özellikle sebze yemekte zorlanıyorsanız tüm sebzelerle bulgur, soğan ve bol domatesli çorba yapın.
- Haftada 1-2 gün yumurta yemekten korkmayın. Dilerseniz 1 yumurta sarısı ile 3 yumurta beyazını karıştırın, böylece daha az yağ ve kolesterol daha çok protein ve kalsiyum almış olursunuz.

Pozitif düşünün
- Fiziksel açlıkla duygusal açlığı ayırt etmeye çalışın. Sakın cesaretinizi kaybetmeyin. Hep pozitif düşünün.
- Öğün atlamayı alışkanlık haline getirmeyin. Çünkü atlanan her öğünden sonra, diğer öğündeki besin tüketimi daha fazla olur. Az ve sık yeme prensibi ile metabolik hızınız artar, kan şekeriniz dengede olur ve açlık hissetmezsiniz. Özellikle kahvaltıyı atlamayın bu durum gece daha fazla açlık hissetmenize sebep olabilir.
- Bulunduğu-nuz yaşı sevin. 30 yaşından itibaren metabolizmanız her yıl yavaşlar. Bu sebeple, her yaşın güzelliğini çıkarın. Eğer zamana karşı kendinizi korumak istiyorsanız, sadece yediklerinizi azaltmak bir çözüm olamaz.
- Zeytinyağını ve yağlı tohumları tercih edin. Zeytinyağının kalp dostu olduğu birçok araştırmada kanıtlanmıştır. Ancak tüm yağlar gibi, 1 gramı 9 kalori içerir ve fazla tüketimi şişmanlatır. Yağlı tohumlara da dikkat edin, bunlar sağlıklıdır ama kâseler dolusu yediğinizde değil, 10 fındık veya badem veya 3 ceviz, 1 tatlı kaşığı yağa eşittir ölçülü tüketin.

Etiket okumaya başlayın
- Kalori saymayın dengeli beslenin. Dengeli beslenebilmek için her öğünde 5 temel besin grubundaki yiyecekleri bir arada tüketin. Bu şekilde beslenme, besin öğeleri arasında dengeyi sağlar. Yeterli beslenebilmek için sadece kalori saymanıza gerek yok. Temel besin gruplarından hangi miktarda yemeniz gerektiğini bilmeniz yeterlidir.
- Etiket okumaya başlayın. Kendinizi kontrol ederken ve doğru besini ararken, mutlaka etiketleri okuyun. Besinlerin kalori, yağ ve tuz değerlerini, son kullanma tarihlerini inceleyin.
- Yaşam biçiminizi yeniden yapılandırın. Dengeli beslenme ve iyi yaşamı hayatınızın bir parçası haline getirin ve etrafınıza da bunu anlatın. Arkadaşınıza giderken pasta almak yerine, taze meyve sepeti veya zeytinyağ ürünlerinden bir sepet hazırlayabilirsiniz.
- Doymuş yağ tüketimini azaltın. Hayvansal besinlerin yağsız olanlarını seçin süt, yoğurt, peynir ve etlerin yağsız kısımlarını tercih edin.
- Günlük beslenmenizde süt, yoğurt veya ayrana yer verin. İçerdiği kalsiyum ve proteinin yanı sıra kilo kontrolünde de süt tüketimi çok önemli, her gün 1 -2 bardak tüketmiş olmaya gayret edin.


Çeşitli beslenin

Çeşitli beslenin. Hiç bir besin tek başına mucizevi bir özelliğe sahip değildir ve hiçbir besin de tek başına suçlu değildir. Hedefiniz hep ölçülü beslenmek olsun. Bu nedenle, herkes için ortak bir diyet öneren “sihirli diyet”lerin sizi başarıya götüreceğine inanmayın. Her başarısız diyet uygulaması, vücutta zayıflamaya karşı direnç oluşturur ve bir sonraki diyet girişiminin başarısını azaltır. Bu sebeple, kilo almamaya özen gösterin ve fazla yediğiniz günlerin hemen ardından dengelemeye çalışın.