19 Aralık 2008 Cuma

Son zamanların en büyük tehlikesi: Anoreksiya

Son zamanların en büyük tehlikesi: Anoreksiya

Anoreksiya aşırı diyet yapma sonucu oluşan önemli derecede kilo kaybıdır.

Anoreksikler kiloları ne olursa olsun kendilerini şişman hissederler. Çoğu kez anoreksikler normalden daha zayıf olduklarını farketmezler ve 45 kg olsalar bile kendilerini şişman kabul ederler. Dahada zayıf olma çabaları içinde anoreksikler, her koşulda yemek yemekten ve kalori almaktan kaçınırlar. Bu hastalığın %10-20 oranı, oluşan çeşitli komplikasyonlar nedeniyle ölümle sonuçlanır.

Anoreksikler genelde mükemmeliğe ulaşmaya çalışırlar. Oldukça yüksek hedefler belirlerler ve kendilerini sürekli olarak ıspatlamak zorunda hissederler. Genelde başkalarının ihtiyaçlarını hep kendi ihtiyaçlarının önünde tutarlar. Anoreksik bir hasta yaşamda kontrol edebildikleri tek olayın yemek ve kiloları olduğunu düşünürler. Her sabah tartı üzerindeki sayı, zayıf olma hedeflerinde başarılı olup olmadıklarını belirler. Kilo kaybetmeyi başardıklarında kendilerini güçlü ve kontrolde hissederler. Genelde kalorilerine ve kilolarına yoğunlaşmaları istemedikleri duyguları bloke etmenin bir yoludur. Anoreksikler için, problemlerle direk olarak baş etmektense kilo vermek daha kolaydır. Genelde bu kişilerin kendilerine güveni çok azdır ve bazen yemek yemeyi haketmediklerini düşünürler. Çoğunlukla bir sorun olduğunu inkar ederler. Açlık duygusunu sürekli olarak inkar ederler. Kendilerine yardım edilmeye çalışıldığında şiddetle direnirler çünkü terapi onlar için sadece yemek yemeye zorlanmak demektir. Problemleri olduğunu bir kere kabul ettikten sonra ve yardım almayı kabul ettikten sonra tedavi edilebilirler. Bunun için hem psikolojik, hem tıbbi hemde beslenme açısından yaklaşılan kombine bir tedavi yöntemi uygulanır.

Belirtiler

Gözle görülür kilo kaybı
Gittikçe içe kapanma
Aşırı derecede egzersiz yapma
Kilo almaktan şiddetle korkmak
Yorgunluk
Sürekli üşümek
Kaslarda güçsüzlük
Yemeklere, kaloriye ve yemek tariflerine obses olmak
Yemek yememek için sürekli bahane bulmak (ör: daha önce yedim, kendimi iyi hissetmiyorum gibi)
Alışılmadık yemek yeme alışkanlıkları (ör: Yemekleri minik parçalara bölmek)
Yiyecek yanında farkedilebilen bir rahatsızlık
Çok ince olmasına rağmen aşırı şişman olduğundan yakınmak
Başkaları için yemek pişirme ama kendisinin yememesi
Sadece diyet yiyecekleri ile yemekleri sınırlamak
Yemek yediği için utanç yada suç hissetmek
Depresyon, Depression, sinirlilik, ani duygu değişimleri
Kusarak, müshil ilacı yada diet hapı kullanarak kilo kontrolü sağlama
Düzensiz adet görmek
Adetin durması
Kilo kaybını saklamak için bol kıyafetler giymek
Sürekli tartı üzerinde kilo kontrolü yapmak
Baş dönmesi ve bayılma
Topluluk arasında yemek yemekte zorlanma
Yemek yeme düzeni konusunda oldukça ketum
Neredeyse beyaza kaçan solgun bir yüz
Başağrıları
Mükemmelliyetçi yaklaşım
Kişisel değerini ne yiyip yemediği ile belirlemek
Kilo kaybını açıklayabilecek hiç bir fiziksel sorunun olmaması
Bedensel/Tıbbi Komplikasyonlar
Yorgunluk ve enerji eksikliği
Adetin durması
Cilt problemleri
Saçların ve tırnakların zayıf olması ve kolay kırılması
Baş dönmesi ve baş ağrısı
Aşırı su kaybı
Nefes darlığı
Kalp atışında düzensizlik
Ellerin ve ayakların soğuk olması
Şişkinlik
Kabızlık
Saç kaybı
Mide krampları
Metabolizmanın yavaşlaması
Vücudun su toplaması (Ödem)
Karaciğer ve böbrek yetmezliği
Kemik kaybı (Osteoporoz)
Uykusuzluk (İnsomniya)
Kansızlık (Anemi)
Kısırlık
Depresyon
Potasyum eksikliği
Infertility
Depression
Kalp krizi ve ölüm

Nedenleri

Doktorlar tam olarak bu hastalığın neden oluştuğunu bilmemektedir. Araştırmalar aile yaklaşımı, kültürel etkenler ve genler gibi pek çok etkinin hastalığın oluşmasına yol açtığını göstermektedir.

Nedenlerden bir tanesi, modern ve ekonomik olarak gelişmiş toplumlarda medyanın genç insanlara özellikle kadınlara gönderdiği mesajlardır. Bu mesajlarda ana tema aşırı inceliğin çekici olduğudur. Modeller ve bazı ünlü kişiler gibi ince olabilmek bazı insanların sağlıklı olmayan bir kiloya inmelerini gerektirir. Bazı kişiler hem sağlıklı hemde ince olabilir fakat sorun pek çok gencin sağlıklarını yitirmeden o inceliğe ulaşmalarının mümkün olmamasıdır.

Bazı genç insanlar medyanın incelik ile ilgili mesajlarına bakarak yanlış fikirler geliştirebilirler. Örneğin, 14 yaşındaki bir genç kız, 1.60m boya sahip birinin ideal kilosunun 40 kg. olması gerektiğine inanabilir, oysa sağlıklı kilo 50kg. olmalıdır. Sonuç olarak yavaş yavaş öğünleri atlamaya başlar ve sağlıklı olmak için ihtiyacı olan besini almayı reddeder. Gittikçe zayıflar fakat kendini genede şişman hisseder. Sonunda öyle bir hale gelir ki gıdasızlıktan dolayı hastaneye kaldırılması gerekli olur.

Fakat yeme bozuklukları basitçe yemek ve incelme ile açıklanamaz, sorun bundan çok daha karmaşıktır. Yeme Bozukluğu olan kişiler ümitsizce başkaları tarafından onaylanmayı ve kabullenilmeyi arzu ederler ve bazen bu duyguları kısa vadede ince olmakta bulabilirler yada yemek yiyerek kendilerini rahatlatabilirler. Yeme bozukluğu aslında temelde vücudun açıklanmayan duygularını, kendisini ve karşılanmayan ihtiyaçlarını ifade etme şeklidir.

Tıbbi Yardım Ne zaman alınmalı?

Aşırı derecede kilo kaybı varsa yada aşırı yemek yemek ve aşırı diyet yapmak arasında gidip geliniyorsa bir doktor ile konuşmak önemli olabilir. İnkar etmek yeme bozukluklarının bir belirtisidir, dolayısıyla kişi çoğunlukla bir aile bireyinin yada arkadaşının ısrarı sonucu doktora gitmeyi kabul eder. Eğer aile bireylerinden birinde yada bir arkadaşınızda yeme bozukluğundan kuşkulanıyorsanız, bir doktora görünmesi konusunda ısrar etmelisiniz, beklemekle zaman kaybetmeyin ve sorunun kendi kendine çözümlenmesini beklemeyin.

Tedavi

Genel olarak kabul edilen bir gerçek yeme bozukluklarının tedavisinde, psikoterapist, doktor, yeme uzmanı ve hemşire gibi farklı alandan çeşitli klinisyenlerin tedaviye katılmasıdır

Çoğu hastada yeme bozukluğunun yanısıra aynı zamanda tedavi edilmesi gereken depresyon, kaygı bozukluğu ve diğer psikiyatrik sorunlarda mevcuttur.

Yeme bozukluğu, hem fiziksel hemde ruhsal olarak insanı tahrip eder, dolayısıyla bu tür rahatsızlığı olan insanların hemen doktora başvurması gerekir. Erken teşhis ve önlem almak kişinin daha çabuk iyileşmesini önemli ölçüde etkiler. Erken zamanlarda teşhis edilmeyen ve geç kalınan durumlarda yeme bozukluğu kronik bir hale gelebilir ve hastanın yaşamını tehdit edebilir.
En etkili tedavi yöntemi bir doktor ve yeme uzmanı ile birlikte psikoterapi yada psikolojik danışmanlık almaktır. Tedavi kişiye özel olarak belirlenmelidir, çünkü tedavi hastalığın şiddetine ve hastanın özel sorunlarına, ihtiyaçlarına hitap etmelidir.

Psikolojik terapi hastanın hem yeme bozukluğuna hemde hastalığın altında yatan kişisel ve kültürel psikolojik etkenlere eğilmelidir. Hastanın hem kendisiyle hemde yiyeceklerle barış içinde ve sağlıklı bir şekilde nasıl yaşayacağını öğrenmesi gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder